Sille Köyü

Sille Köyü

Konya’nın 8 km kuzeybatısında yer alan Sille, binlerce yıllık bir tarihi mirasa sahiptir. Sille’deki bilinen en eski yerleşim izleri, kuzeyde bulunan Sızma Höyüğü’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış olup M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllara tarihlenen Frig uygarlığına ait kalıntılardır. Antik dönemde Sylla ya da Sylata adıyla anılan Sille’nin Roma döneminde de iskân gördüğü, köy içinde bulunan antik mimariye ait taş eserlerden anlaşılmaktadır. Muhtemelen kent, Roma devrinde Efes’ten doğuya giden Kral Yolu üzerindeki Konya yakınlarında bir durak noktası işlevi görmüştür. Hristiyanlık tarihinde ise Aziz Paulus’un (St. Paul) Konya’ya geldiği MS 1. yüzyılda Sille’ye de uğradığı rivayet edilmektedir.

Antik Çağ ve Roma Dönemi

MS 4. yüzyıla gelindiğinde, Anadolu’daki yolların önemi değişmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde önem taşıyan Efes, Bizans döneminde gözden düşerken, yeni başkent İstanbul önem kazanmıştır. İstanbul’dan Kudüs’e giden hac yolunun üzerinde bulunan Konya, bu dönemde de stratejik önemini korumuş ve Kudüs’e giden hacıların uğrak noktası olmuştur. Sille’de 327 yılında yaptırılan Aya Elenia (Aziz Helena) Kilisesi’nin girişindeki kitabede, yapının Büyük Konstantin’in annesi Helena tarafından inşa ettirildiği yazılıdır. Rivayete göre ilk Hıristiyan imparator ailesinden olan Helene, Hz. İsa’nın gerildiği Kutsal Haç’ı bulmak amacıyla Kudüs’e yaptığı hac yolculuğu sırasında geçtiği güzergâhlarda birçok kilise inşa ettirmiştir. Sille’deki Aya Elenia Kilisesi de Sille’nin o devirde hac yolu üzerinde bulunduğunu kanıtlar niteliktedir.

Bizans Dönemi

Bizans dönemi tarihi kayıtlarında Sille’nin ismine rastlanmamakla birlikte, MS 7. yüzyıl ile 10. yüzyıl arasında Anadolu’daki diğer birçok yerleşim gibi Sille de Arap akınlarına maruz kalmıştır. Konya ovasına hâkim konumdaki stratejik Gevale Kalesi (Sille yakınlarında bir dağ üzerindedir) bu dönemde bölgeyi açık hedef haline getirmiş, bu yüzden Sille ve civarı defalarca el değiştirmiştir. Arap akınlarının sona erdiği 10. yüzyıl sonrasında Sille, önemli bir dinî merkez haline gelmiştir. Yakın çevrede bulunan çok sayıdaki kaya oyma kilise ve özellikle Sille’nin güney yamaçlarındaki Ak Manastır (Hagios Khariton Manastırı) bu önemini açıkça göstermektedir. Orta Bizans döneminde Sille vadisinin yamaçlarına oyulan bu manastır ve kiliseler, Sille’nin Hristiyanlık tarihindeki yerini vurgular.

Selçuklu ve Haçlılar Dönemi

Sille’nin Konya tarihi içindeki önemi, 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklular’ın Konya’yı ele geçirip başkent yapmaları ile daha da artmıştır. Konya’nın Türk hakimiyetine girmesinin ardından şehirde yaşayan gayrimüslim nüfusun bir kısmının kent dışına, muhtemelen en yakın güvenli bölge olan Sille’ye yerleştiği düşünülmektedir.

I. Haçlı Seferi sırasında, 3 Temmuz 1097’de Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan, yaklaşan Haçlı ordusu nedeniyle Konya’yı boşaltıp dağlık bölgelere çekilmiştir. Konya’ya giren Haçlı ordusu bir süre burada kalmış, bu esnada Konya ile birlikte Sille’yi de talan etmiştir. Dönemin kaynaklarından, Bizans İmparatoru I. Alexios Komnenos’un 1116-1118 yıllarında Konya’ya düzenlediği sefer dönüşünde Konya civarında yaşayan birçok Rum’un (Romalı/Bizanslı yerli halk) Bizans ordusuyla beraber İstanbul’a göç ettiği öğrenilmektedir. Bu gelişmeyle Sille ve çevresindeki gayrimüslim nüfusun bir miktar azaldığı tahmin edilmektedir.

1146 yılında Bizans İmparatoru Manuel I Komnenos, Philomelion (Akşehir) yakınlarında Selçuklu Sultanı I. Mesud’u mağlup ettikten sonra Konya’yı kuşatmış; Selçuklu ordusuyla Gevale Kalesi eteklerinde tekrar karşılaşmıştır. Tarihçi Ioannes Kinnamos’un aktardığına göre, Manuel’in bu saldırıları sırasında Bizans ordusu Konya surları dışındaki yerleşimleri ateşe vermiştir ki, bu yerleşimler arasında muhtemelen Sille de vardı. Selçuklu döneminde savaşların yanı sıra zaman zaman meydana gelen doğal afetler de Sille halkını etkilemiştir. Örneğin 1153 yılında Konya’da meydana gelen büyük veba salgını, tarihçilerin bahsettiği bu afetlerden biridir ve dolaylı olarak Sille’nin nüfus yapısını etkilemiş olabilir.

1226 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat, Ermenistan seferinden dönüşte bir grup Hristiyan Peçenek Türkünü Konya’ya getirip Sille’ye yerleştirmiştir. Selçuklu Devleti’nin zayıflayıp yıkılmasından sonra Konya ve havalisi, kısa bir süre Eşrefoğulları Beyliği idaresinde kalmışsa da ağırlıklı olarak Karamanoğulları Beyliği’nin hakimiyetine girmiştir. Sille ve çevresi, Karamanoğulları ile Osmanlılar arasında stratejik bir bölge olduğundan sık sık el değiştirmiştir. En sonunda, Gevale civarında yapılan mücadeleler neticesinde bölge 15. yüzyıl sonlarında kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi

Osmanlı döneminde Sille, Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve III. Murad dönemlerinde Konya Kazası’na bağlı bir köy (karye) olarak kayıtlarda geçmiştir. 17. yüzyıldan itibaren Sille’nin idari statüsüne dair bilgiler net olmayıp kaza ile köy arasında gidip geldiği anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde Sille halkının başlıca geçim kaynakları buğday, arpa tarımı ve hayvancılık idi. Yüzyıllar ilerledikçe Sille’deki Müslüman nüfusun oranı artmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında Konya’yı ziyaret eden gezgin Charles Texier, Sille’de Konya’da yaşayan Ermeni ve Rumların yazlık evlerinin bulunduğunu belirtmektedir. 20. yüzyılın başlarına ait Maliye ve Arazi Emlak Defterleri’ne göre Sille’nin nüfusunun %56’sı Müslüman, %44’ü gayrimüslim olarak kayıtlıydı. 1913 yılında Konya’ya gelen Macar araştırmacı Béla Horváth, Konya’daki Rumların Sille’de özel kiliseleri bulunan yazlık konutlara sahip olduklarını ve Sille’de 60’a yakın kilise bulunduğunu ifade etmektedir. 1923 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleştirilen mübadele (nüfus değişimi) sonucunda Sille’deki yerleşik Hristiyan halk Yunanistan’a göç etmiş, Sille tamamen Türk nüfusun yaşadığı bir yer haline gelmiştir.

Cumhuriyet döneminde idari yapı yeniden düzenlenirken, Sille 1989 yılında Konya merkez Selçuklu ilçesine bağlı iki mahalle haline getirilmiştir (Subaşı Mahallesi ve Ak Mahalle). 1995 yılında ise Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından Sille’nin güney yamaçlarındaki kilise, manastır ve mezarlıkların bulunduğu bölge 1. derece arkeolojik sit alanı, mevcut yerleşim alanı ise kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bugün Sille, Konya’nın önemli bir kültür ve turizm merkezi haline gelmiştir. Tarihi dokusunu koruyan sokakları, kilise ve camileri, mağara yerleşimleri ve müzeleriyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Kaynak: Selçuklu Belediyesi – Sille Köyü tarihçe metni.

Anıtsal Yapılar ve Albümler: Sille’de gezilecek başlıca tarihi yapılar arasında Aya Elenia Kilisesi, Ak Manastır(geziye kapalı), Subaşı Camii, tarihi Sille Hamamları ve kayalara oyulu eski yerleşimler sayılabilir. Sille’deki tescilli kültür varlıklarının fotoğrafları ve bilgileri için Sille Tescilli Yapılar Albümü incelenebilir. Konya genelindeki önemli tescilli yapılar için ise Konya Tescilli Yapılar Albümü bulunmaktadır.

Sille ile İlgili Tanıtım Filmleri: (Sille’nin tarihi ve doğal güzelliklerini anlatan çeşitli belgesel ve tanıtım videoları)

Sille Baraj Gölü, Sillehan Boutique Hotel’e sadece 1 km mesafededir.

Sille Gezi Haritası

REZERVASYON